Web-Tunca

Full Version: Edeb Adab Sofra Adabi 12.05.2012 Vaazi
You're currently viewing a stripped down version of our content. View the full version with proper formatting.

EDEB ADAB VE SOFRA ADABI
12.05.2012 Cumartesi

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

innellezine keferu min ehlil kitabi velmüşrikiyne fi nari cehennem halidiyne fihe, ülaike hüm şerrul beriyyeh.
innelletiyne eamenu ve amilussalihati ülaike hüm hayrul beriyyeh.
Sadakallahul aziym beyyine suresi - 7-8 -
Allahümme salli ala muhammedin ve ala eeli muhammedin
ve sallu ala seyyidina yunus
ve sallu ala seyyidina musa
ve sallu ala seyyidina harun
ve sallu ala seyyidina şuayb
ve sallu ala seyyidina ibrahime ve ismaile
ve sallu ala seyyidina davuda ve süleymane
ve sallu ala seyyidina zekeriyya
ve sallu ala seyyidina yuşa
ve sallu ala seyyidina HIZIR
ve sallu ala seyyidina ilyas
ve sallu ala seyyidina elyesea
ve sallu ala seyyidina zülkifl
ve sallu ala seyyidina isa
ve sallu ala seyyidina Muhammed mustafa Sallalahu aleyhi ve sellem rasulu rabbel alemiyn ve nebiyyil ümmiyyil ve aala eelihi ve eshabihi ecmain.
Ve sallu ala seyyidina mikail aleyhisselam
ve sallu ala seyyidina cebrail aleyhisselam .
Yolculugumuza başliyoruz.
Yolculugumuz büyük sofra bahar ve yaz kücük sofra evlerimizdeki yemek masasi hakkinda olcak.
adabi gözetmek islam ahlakidir.Edeb ve aadabin başi sofra başinda olan ile başlar taa eşikte olan ile devam eder ve kefen ile mezara girmek ile son bulur.
yani ey mümin kardeşler ey müslüman kardeşler ey islama talip olan gelecegin müslüman ve mümin ve mümineleri
Terbiyet edilmemiş bir cocuk düşünün yemede edebsiz yatmada edebsiz işde edebsiz duşda edebsiz yani işde bahar mevsimi ve kişdan cikinca ilk iş bahara girmeden agaclar budanir hem rahatsiz edici uzun cubuklar kesilir hemde aralardan fişkiran ve kalabalik eden cubuklar budanir yani agac eger kendi haline birakilirsa almancasi wild olur ve onun meyvalari koparilmak için cok zahmet cekilir cünkü orman gibi olmuşdur agac yani orman agaclari budanmaz adi üstünde ormandir ve kendi halinde yetişendir oysaki meyva agaclari budanir ve temiz bir görüntü vercek şekilde ve dallari seyreltilerek agacin yükü hafifletilir ki meyvasi cok olsun gücü dallarina degil meyvalarina versin diye. oysaki orman agaclari budanmaz zaten onlarin meyvasi kozalakdir onlarda avusturyada bir söz vardir o kiş cetin ve karli gececek ise cok kozalak verirler yok az kozalak verirse az kiş ve az kar olcak derler. yani orman hayvanlarida böyledir yani ayi gibi kurt gibi tilki gibi yani wilddirler yani terbiyet olmamişlardir yani terbiyetde olmazlar onlarin dogasina aykiridir terbiyet olmak yani işde cibilliyat meselemize gelince cibilliyati orman cinsinden olan insanlar terbiyet kabul etmezler yani onlarin dogasina aykiridir özgür olmak isterler yani öyle kafesi falan istmezler kafes onlar için esarettir yani şehirde yaşamak orman cibillyatli kimse için zulumdur onlar dag ve tepeleri severler ve hür olamk isterler istedigin kirmak istedigini kesip yemek isterler yani orman azmanlari yani şirinlerin azmani gibi ve oysaki meyva bahcesinde cibilliyati kiraz olan yahut badem olan için terbiyet vardir onlarin senede bir veya iki senede bir budanmasi lazimdir ki meyvasi cok ve lezzetli olsun. işte o yüzden böyle bir peygambere ümmet olan kitap ehli kimseler için terbiyet vardir yoksa dini imani olmayanlar terbiyet kabul etmezler ve onlar kendilerini kral sanarlar taaki ormandan başka bir kral gelip onlari yeninceye kadar yahut bir insan onlari esir edinceye kadar.işde ehil hayvanlar ve meyva agaclari ehli peygamberlerdirki her agacin ve ehli havanin terbiyesi kaldigi yer yani evi veya sakladigi yer ayridir yani bir kirazin veya karpuzun saklanmasi nasil farkli ise yine patetes veya soganin saklanmasida farklidir ve onlarin yenmeside farklidir ve yemekeleride farklidir. ve dört cins cibilliyat vardir ehli peygamberlerden yani ekşi olanlar limon gibi vişne gibi..
tuzlu olanlar yani sebze cinsleri
tatli olanlar cogunlukla meyva cinsleri
ve aci olanlar
yani insanlarin ekimi yani onlarin daha cocuk yaparken yapilcak bir terbiyeye ihtiyac vardir ve cocuk olunca onun büyümesi için sonra sulanmasi büyütülmesi ve hasat edilmesi için bir terbiye ve yol izlenir ve sonra onun hasat edilip taa sofraya gelesiye yine terbiyet yöntemleri vardir ve bunlarin hepsine o tarikin adab ve edebi denilir ve her tarik kendine has bir adab ve edeb ile insan terbiyet ettigi gibi her agac ve meyva veya sebzede kendine uygun toprak kendine uygun gübre ve ona uygun bir sulama ve yetiştirme tarzi ile eklip bicilir ve ona uygun tatli ise tatli yapilip yenilir veya tuzlu ise tuzlu yemek yapilir veya ekşi veya aci ise tadlandirici veya baharat olarak kullanilir. yani limon baliga lezzet versin diye balik yemeklerinde tatlandiricidir cünkü tabiati ekşi ve bu yüzden tatlandirici olarak kullanilir işde bir müslümanin cibilliyatida limon ise o zaman bu mümin o sofilerin tadini getiren ya ilahici yahutda kuran okuyan kaari gibi sofileri şevke getirip tatlandirici olarak görev yapar ve böyle bir görev ile terbiye olup diger sofilerinde terbiyesinde kullanilir. ve işde bu yüzden hak tarikatlar coktur ve bircok unutulmuş olanlarida vardir ve peygamber azimuşşan efendimizin sözü ile Allaha giden yollar gökteki yildizlarin sayisi gibi coktur.
işde işinin erbabi bir şeyh bu yüzden sofilerinin cbilliyatini bulmasi için yardimci olur ve özüne eren bir soofi artik yolunu bulmuştur ne ona ne dokunuyor ne fayda veriyor bilir ve bu yüzden şeyhinin ve tarikatinin adab ve edeblerine dikkat edip yolunda seyri sulukunu tamam eder. nefsini bilen rabbini bilir kaidesi geregi ve geriye dogru gittimiydimi onu eken kim, bicen kim bulur ve işde insanin kendine tarik edinmeside bu sebeble olurki kişi eger arayiş icinde olursa o zaman Rabbim onu terbiyet edecek bir hak dostuna havale eder ve HIZIR aleyhisselamin gözetiminde bu kimse tarikina ulaşir ve şeyhini bulunca eger şeyh şarlatan degil gercek hak dostu ise o kimse o şeyhin bahcesinde bir meyva veya tarlasinda kavun veya balkonunda cicek olurki onlarin hepsinin gözetimi ya o şeyh tarafindan yahutda o şeyhin vekilleri tarafindan yapilir.
Rabbim müminlerin iman edip güzel ameller işleyenlerini muhammed baginda meyva yahut bahcesinde gül eyleye amma dikkat işde bir gül tomurcuk olup acinca eger rayihasi güzel goncasi güzel ise bahcevan onu koparirda işde şeyhe götürüp onun eline güzellik olsun diye verilir işde bu yüzden muhammedin gülleri hasan ile hüseyine kiyan yezid de o bahcenin güllerini kesip dalindan koparandan başkasi degildir gül ya dalinda kalcak hazan olcak ya başi kesilip bir peygambere veya bir şeyhe veya onun evinin bir köşesinde vazoya koncakdir. işde gül olmak böyle bir ecelin gelmesine sebebdirki işde yahya aleyhiselamda zekeriyya bahcevaninin bahcesindeki gül olup onunda şehit edilmesi bahcede acan bir gülün kesilip ikram edilmesinden başka bir şey degildir ve bütün şehitler gonca güller ailesidirki onlarin başlarinin vurulmasi gülün normal ecelidir. eren her meyvanin hasat edildigi gibi işde erip gonca acan bir gülde bahcevan tarafindan kesilir bu gün anneler gününün bir öncesi gündeyiz yani yarin anneler günü ve bu anneler günü için koparilan binlerce gül işde hak bahcesinde eren nice erlerin şehit edilmesinden başka bir şey degildir ve şehitler direk cennete giderler yani gül sevdiklerimize ikram edilir ya bu bir sevgili ya anne ya peygamber yahutda bir veli kuldur. işde onlar bu sebeble fecr suresinde gecen ey mutmain olmuş nefis gir kullarimin icine ve ben senden razi sen benden razi gir cennetime emri geregi o sevdiklerimiz onlari koklar ve koku olarak direk cennete dahil olurlar yani koku direk burundan beyne ilhak olurki koku partiküllerini nefesi ciger alip versede onlar direk beyne ilhak olurlar.
yine dönersek konumuza patetesin tarlasi capalancak yabanci otlari ayiklancak patetes böceleri ilaclancak amma öldürülmeycek onlar olmasa patetesler döllenemezler.
yani her peygamberin yolu ve tariki farkli olup onun ümmetine ayri bir emir kipi vardir ve onlarin sakincagi şeyler ve yapmasi gereken ibadetler farklidir işde bunlarin yaninda zikir ve namaz her peygambere verilen ibadettir yine oruc her peygamere verilen ibadettir. yine islam ve islam güneşi her din mensubuna işik tutandir yani bu ahir zamanda kim hangi ehli kitaptan olursa olsun bu ahir zamanda muhammedun rasulullah demezse o zaman aldığı işigi inkar ediyor demekdir kim aldığı işigi yani güneşimizi yani hidrojen ve helyum yildizini inkar ederse o zaman o yildizi halkeden cenabi mevlayi ve o yildizi devran ettiren mevlayi ve ve onun meleklerinide inkar ediyor demekdir. böyle bir kafir ler için yukardaki baştaki ayetimizde ne buyruluyor ehli kitaptan olanlardan ve bazilarinin ve müşriklerin yeri cehennemdir ve onlar şerrul beriyyedir yani insan nasil başinin üstündeki güneşi inkar ederse zalimdir ve zulmete mahkum olmasi gerekn ise yani eger sen başindaki güneş inkar edersen senin terbiyen o güneşden mahrum olmak belasi ile zulmete atilan ve kara deliklerin yuttugu cehennemin dibini boylarsin ki artik onlar görebilcegi bir işik olmayan karanlik cehenneme atilirlar. gecenki vaazimizda ne dedik kim ne veya hangi nimete saygisizlik ederse o nimetten mahrum birakilarak terbiyet edilir.
o yüzden işde sofra mühimdir yani gir kullarimin icine emri geregi koparilmiş bir meyva veya koparilmiş bugday un oldukatan ekmek olduktan sonra sofraya gelir ve sofranin bir adabi vardir. hani sen yapiyormusun derseniz biz sofra adabini bundan yaklasik on sene önce bilerek ve isteyerek yaptigimiz yer sofrasi kurup yaptik fakat şimdi yapmiyoruz o başka yani yapmadigimiz bir şeyi size tavsiye eden degiliz. işde sofra yer sofrasi şeklidne olur yuvarlakdir. yerden 45 elli santim yükseklikte olup altina yaygi serilir ve sol diz dikilip saga dizin üstüne oturulur ve midenin bu sayede katlanmsi saglanir ve bu sayede midenin ücte biri yemek ile ücte biri su ile ve ayaga kakincada ücte biri hava boşlugu ile doldurlur.
ve nimetleri yemeye başlamdan besmele cekilir yani bir nimet sofraya geldi eger o nimet ekilip bicilirken besmele ile ekildi ise zaten o cibillyatin sahibi imanli olup son kelimesi şehadet oldu ise işde sofraya gelincede onu yiyen kimseler onu cennete almadan besmele cekerler ve imanli olarak onun fedhuli fi ibadi ayeti yaşanirken imanli olarak vücuda girmesi saglanir ve besmelesiz yiycekler ve yenenler vücutta şeytanin ve kafir cinlerin azigi olurlar yani vücuda yaramayip afedesiniz girer ve dişki olarak cikar ve tuvalete giderler ve onlari kafir cinler ve şeytanlar yerler.
ve eger besmele ile yenir ise vucuda ve cennete imanli olarak girerler ve vücutta yararli madde olup seyri suluklari devam eder ve taa cennete ulaşana kadar fakat yani beyne ulaşmadan evvel veya hücresine ulaşmadan evvel bir berzah yaşayip ceşitli işlemlerden gecer ve kabir cennet bahcelerinden bir bahce olur hükmü geregi vucutta vucutun meleklerei ve askerleri tarafindan gidecegi yerlere gider ve nakil olurlar. yani en son nokta vucutta enerji olurlar ve bu enerji ile eger hakkin emrini yerine getirirken kulandigi enerji ise yine seyri suluku devam edip meleklere ilhak olurlar ve artik onlar meleklerde seyahat ederler ve eger o enerji bir günah için harcanan bir enerji olduysa o zaman cinni kafir ve şeytanlara ilhak olup onlar ile ameleyi şerriyede yer alirlar. ve işde onlarin yeri şerrul beriyye dir demek budur yani şerli varliklarda vücut bulurlar ve böyle bir şerli kimsenin yerininde o ayette cehennemdir diye buyruluyor yani sonlari cehenneme atilmak olcakdir. amma hayir amel işleyenlerin yeride hayrul beriyyedir ve yani meleklere ve mümin cinlere ilhak olurlar derece derece ve orada seyri suluk etmeye başlarlar ve bu taa böyle güneşde ziya ayda nur olmaya kadar devam eder. güneşde ziya olan tekrar geri dönüp fakat işik olarak müminlere aydinlik ve yol gösterici olurlar karanligi ve zulmeti delen işik olurlar.
geri dönersek her meyvanin zikri farklidir ve her tarikatin kendine mahsus zikirleri evradi vardir ve bu zikirler ile o kimse seyri suluk yolculugunda yolun başinda ona gidecegi menzil yani hedef gösterilirki ya kerim diyen kerem bölgesine gitecek demekdir yani kol hücresi için kol hücresi istikamet olarak verilir göz hücresi için göz istikamet olarak verilir ve daha bu yolun başinda ona göze dogru yol almasi için takip edecegi yol haritasi yani zikir evradi verilir ve yine o tarikin edeb ve adabi ögterilir ve ve zarar gördükleri tatdirilarak ona zararlilardan kacmasi ögretilir ve fayda verenler tatdirilarak faydali olanlar ile muhabbet etmesi saglanir fakat her meyva ve sebze bir digerini gecmek için yarişmalarida bu yoldaki yariş meyva ve sebzenin büyük ve kücük olmasini gösterir.
Bu haftaki SIRLI hikmet ise zayif olanlar şişmanlamak istiyorlar ise besmele ile ekilmiş bicilmiş yiycekleri besmele ile yiyip elhamdü ile onlarin üzerine kapatirlar ise bunlar vücuta yararli maddeler olup vücutun kuvvetlenmesi ve şişmanlamasi saglanir.
besmelenin unutulmasi o kimsenin şeytan ehli ile oturup kalktiginin ve günahlara meylettiginin alemetidir ve böyle yenen yemekler daha önce degimiz gibi şeytan ve kafir cinlere azik olur yani vucutta tutulmayop hacet olurlar ve tuvalet ile atilip müstehak olduklari şeytanlar ve cinlere ulaşirlar bu yüzden salih ve sadiklarla beraber olup onlarin sofrasinda bulunmak veya sünnetlere uyup sofra sünnetine itttiba etmek ve ve besmelenin hikmeti ile ölen her mümini iceri alirken onun imanli öldügünün almeti besmele ile yenmesidirki işde bu ahir zamanda mehdi cemaati inşallah imanlarini kurtaranlar olurki son nefesde imani kacirmazlar ve ölünce bi müminin sofrasine gelirde agizdan girmeden önce o mümin kul besmele cekipde onu iceri alir ve bu sayede hacet olup şerrul beriyye olmakdan kurtulup hayrul beriyye olurlar.
işde muhammed mustafa sofradayken bir adam gelir onuda soraya davet ederler ve adam besmelesiz sofraya dalinca peygamerimiz muhammed mustafa hemen elinden yakalar ve derki bismillah de cünkü sen elini uzatinca senle birlikte şeytan aleyhillanede elini uzatdi sorfraya der .
yani besmelesiz yenen her lokma şeytanin azigi olur ve böyle besmeleyi unutanlarin vucutlari zayiflar cünkü vucuta yaramaz o yenenler, fakat kafirlerin vucutlari şerrul beriyye yeridirki onlar zaten hep şeytanin mekanidirlar ellerinden de o yedikleri şer lokmalar ile günah işleyip küfr ederler ve zulmederler yani .
Rabbim cehhennem ehline cehennemlik lokmalar gönderip onlarin vucudu ateşe layik olan lokmalardan ve hücrelerden oluşur ki sonunda onlar cehenneme ilhak olduklarinda iclerinde mümin olmaz ve onlari cehennnem yaktiginda kurtulmasi gereken mümin iclerinde vucutlarinda olmaz velahasil kelam. kim salihlerle sadiklar ile dost olursa onlarin hatrina cennetliklerden olurlar ve onlarin edeb ve adablarini yaparak kurtuluşa ererler.
sofra bahsi ile ilgili bir kissa vardirki cenabi peygmeber ya musa zamaninda yada süleyman aleyhisselam zamaninda olmuş bir olaydirki.
Bir adam peygambere gider ve derki sen Allahin peygamberisin dua etde ben hayvanlarin dilini ögreneyim der ve peygamber bu senin için hayirli degildir der ertesi gün yine gelir ve yine ayni şeyi ister peygamber yine seini için hayirli degil der ve yine gider ve ücüncü gün peygamber derki haydi evine git evine varinca hayvanlarin dilini ögrenmiş olarak bulcaksin kendini der.
Adam evine gider ve eve varinca evin hanimi yer bezini serer ve yer sofrasini kurar ve sonra yemegi yerler ve kadin sofrayi toplayip sofra bezine dökülenleri yani sofra bezini evin cikmasindan bahceye silker ve hemen horoz ile evin köpegi kavgaya başlarlar ve adam onlarin kavgasini duymaya başlar horuz dükülen lokmaalri kapar ve didekler köpek de sen haksizlik ediyorsun benimde hakkim var der horuz ise köpege derki yarin sana ziyafet var yarin yersin sen, cünkü yarin sahibin ati ölcek sana bacak paca ne istersen var der bunu duyan adam haaa der ne güzelmiş bu hayvanlarin sesini duymak der ve alir gider ati pazarda satar ve at satildigi yeni evde ölür ve adam bu işden kar ettgini zanneder
ertesi gün yine ayni sofra kurulur ve yine ayni terane horuz lokmalari kapip yer ve köpek bu sefer sen cok oluyorsun hani bana bu gün ziyafet vardi yalanci ben ac kaldim bak der horuz yine hele dur yarin sahibin eşşegi ölcek sana yine bacak kemik bol der
adam yine duyunca alip gidip eşşegide satar ve eşşekte gittigi yerde ölür ve adam güler ne karli iş bu hayvan dilini bilmek derken ertesi gün olur ve yine sofra kurulur ve yemek yendikden sonra sofra bezi silkilir ve yine horuz koşunca köpek bu sefer kizar yalanci der artik sana inanmam bana ne kemik nede et geldi sen beni kandirdin deyince yook yook deer ben kandirmadim sahip kandirdi der amma yarin sana lokma cook der cünkü yarin sahip ölcek ve evdeki inegi kesip mevlit okutcaklar der sana gercekten yarin yemek cook deyince adam ölmekten beter olur ati satti kurtuldu eşşegi satdi kurtuldu ya bu bedeni kime satip kurtulcak derin dertlere dalar ve peygamberin yolunu tutar beni kurtarsa kurtarsa peygamber kurtarir der ve peygemere varirir durumu izah eder peygamber ona derki ben sana senin için hayirli degildir demedimmi der ve der sana bir bela gelceginde önce malina gelir sen akillanmaz uslamnaz isen sonra canina gelir sen yine akillanmazsan sonrada imanina gelir ve Allah muhafaza imansiz olarak can veririsin der ve dua eder peygamber ve imanli olarak tevbe edip can vermesini saglar yani son tevbe nasip olur amma ecel gelmişdir kurtuluş yok.
işde ey ahir zaman cemaati bizler peygamber sofrasina gelemeyiz yani peygamber sofrasindaki lokma olmayiz cünkü peygamberler geldi gecti amma isa efendimiz incek diye biliriz o ve mehdi dünyadadir ve evliyalar dünyadadir ki onlar yedikleri her lokmayi besmele ile yemeye calişirlar ve dogusundan batisina bütün insanlarin iman kazanmalari ve imanli olarak ahirete göcmelerini sagalamak için gayret ederler ve peygamber Allahin adini anmayi unutmaz yani onlarin vucuduna cehennemlik lokma girmez ki giripte yanmasina sebeb olmasin o yüzden peygamberler besmelesiz yemek yemezler bizlerde bu ahir zamanda besmelesiz yemek yemeyenlerin bahcesinda kavun vazosunda cicek, gül sofrasinda ayran tuz bulgur pilavi olmak istiyorsak o zaman bir kamili mürşide varmak lazimdir ve onun dedigi edep ve adaba uyup seyri suluk etmek lazimdir ki gercek bir Allah dostunu bulan onun emri git falan ceşmeden su doldur getir dese ve o sofi giderken bir dostunu görse ve o dostu al bu bu suyu götür dese ve ceşmeye gitmeden yari yoldan dönse edebsizlik etmiş olur cünkü onun şeyhi ona ceşmeye gitmesini buyurmuşdur belki ceşmeye gitmesinde kasdi su degil başka bir şeydir ve ceşmeye gitmeyerek bu şeyhin maksadini ihlal etmiş olur bu yüzden hasat ve murad olan maksuda ulaşamaz.
işde bu yüzden peygamberlere itaat onlarin sünnetlerine ittiba kişinin terbiyet yolunun belli olmasinda ki işaretlerdirki
bugdayin degmende ögütülmesi ve tekarar agizda ögütülmesi onun yolu oldugu gibi vişneninde suyunun cikarilip icilmesi onun yoludur.
Yol coktur fakat hakka götürmeyen yol yol degildir senin yolun seni tuvalete götürüyor ise vay haline. eger yolun cennete varsin istiyorsan hak dostlarini bul ve onlarin edeb ve adabina SIKI SIKI saril ve bu ahir zamanda mehdinin sözlerini duyup okuyup dururken gökteki güneşi inkar edercesine onu ve muhammedi inkar etmeki karanliklara mahkum olmayasin ki karanliklara mahkum olursan artik seni aydinliga ve işiga cikarcak bir mürşid bulamazsin velhasil kelam.
yolun tuvalatten gecip şerrul beriye olur ve sonun cehennemde son bulur.

Rabbim inananlara nefsini ve özünü bulmayi ve ve salihlerele sadiklar ile yoldaş olmayi zikir ehli ile varacağı mekana yolculuk etmeyi nasip ve müyesser kilsin inşallah
el fatiha maassalavat
Başağaçlı Raşit Tunca
El fatiha maassalavat.

Başağaçlı Raşit Tunca

Kar©glan
Başağaçlı Raşit Tunca
______________________

Schrems, 18 Aralık 2018 Salı Son Düzeltleme Yapıldı

Original Kar©glan

_______________________________________