Thread Rating:
  • 80 Vote(s) - 3.2 Average
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Türkün Akli Neden Ya Kaçarken, Ya da ... Gelir (Kar©glanin 20 Aralık 2016 Vaazi)
#1
RasitTunca-2 

Türkün Akli Neden Ya Kaçarken, Ya da ... Gelir

(Kar©glanin 20 Aralık 2016 Vaazi)

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

إِنَّ الَّذِينَ يُبَايِعُونَكَ إِنَّمَا يُبَايِعُونَ اللَّهَ يَدُ اللَّهِ فَوْقَ أَيْدِيهِمْ فَمَن نَّكَثَ فَإِنَّمَا يَنكُثُ عَلَى نَفْسِهِ وَمَنْ أَوْفَى بِمَا عَاهَدَ عَلَيْهُ اللَّهَ فَسَيُؤْتِيهِ أَجْرًا عَظِيمًا

İnnellezîne yubâyiûneke innemâ yubâyiûnallâh(yubâyiûnallâhe), yedullâhi fevka eydîhim, fe men nekese fe innemâ yenkusu alâ nefsihî, ve men evfâ bi mâ âhede aleyhullâhe fe se yu’tîhi ecran azîmâ.

Meali :

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Muhakkak ki onlar, sana tâbî oldukları zaman Allah’a tâbî olurlar. Onların ellerinin üzerinde (Allah senin bütün vücudunda tecelli ettiği için ellerinde de tecelli etmiş olduğundan) Allah’ın eli vardır. Bundan sonra kim (ahdini) bozarsa, o taktirde sadece kendi nefsi aleyhine bozar (Allah’a verdiği yeminleri, ahdleri yerine getirmediği için derecesini nakısa düşürür). Ve kim de Allah’a olan ahdlerine vefa ederse (yeminini, misakini ve ahdini yerine getirirse), o zaman ona en büyük mükâfat (ecir) verilecektir (cennet saadetine ve dünya saadetine erdirilecektir).

Sadakallahul Aziym FETİH Suresi 10. ayet

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

بَلْ ظَنَنتُمْ أَن لَّن يَنقَلِبَ الرَّسُولُ وَالْمُؤْمِنُونَ إِلَى أَهْلِيهِمْ أَبَدًا وَزُيِّنَ ذَلِكَ فِي قُلُوبِكُمْ وَظَنَنتُمْ ظَنَّ السَّوْءِ وَكُنتُمْ قَوْمًا بُورًا

Bel zanentum en len yenkaliber resûlu vel mu’minûne ilâ ehlîhim ebeden ve zuyyine zâlike fî kulûbikum ve zanentum zannes sev’i ve kuntum kavmen bûrâ.

Meali :

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

(Ey münafıklar!) Siz aslında, Peygamberin ve inananların bir daha ailelerine geri dönmeyeceklerini sanmıştınız. Bu, sizin gönüllerinize güzel gösterildi de kötü zanda bulundunuz ve helâki hak eden bir kavim oldunuz.

Sadakallahul Aziym FETİH Suresi 12. ayet


---oOo---
Ebu Sa’îdi ‘l-Hudrî (radıyallahu anh) anlatıyor:

Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular

“Biriniz namazında, iki mi kıldım, üç’mü kıldım diye şekke düşerse, şekki atsın, yakîn kesbettiği hususu esas alsın,sonra da selam vermezden önce iki secdede bulunsun. Eğer (bu kıldığı ile) beş rekat kılmışsa namazını onunla (sehiv secdesiyle) çift yapmış olur. Dördü tam kılmış idiyse, o iki secdesi, şeytanın burnunu sürtme olur.”

|Müslim,Mesâcid 88, (571);Muvatta, Salât 62,(1, 95); Ebu Dâvud, Salât 197, (1024,1026, l027, l029); Tirmizî, Salât 291., (396); Nesâî, Sehv 24, (3, 27); İbnu Mâce, İkâmet 132, (1210); 133, (1212).


Abdullah İbnu Mâlik İbnu Büheyne (radıyallahu anh) anlatıyor:


“Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) öğle namazının ilk iki rekatini tamamlamıştı (oturması gerektiği halde oturmadan) kalktı. Namazı bitirince iki (ziyade) secde daha yaptı, ondan sonra selam verdi.”

(Buharî, Sehv 1, 5 ; Ezân 145,147, Eymân 15 ; Müslim, Mesacid 85, (570) ; Muvatta, Salât 65, ( 1, 96) ; Ebu Dâvud, Salât 200, (1034,1035); Tirmizî, Salât 288, (391); Nesâî, Sehv 21, (3,19, 20), 28, (3, 34), İftitâh 196, (2, 244) ; İbnu Mâce, İkâmet 131, ( 1206).


"Allâhumme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ salleyte alâ ibrâhîme ve alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd"
"Allâhumme bârik alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ bârakte alâ ibrahîme ve alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd"

Yolculugumuza başliyoruz :

Cennet Kime göre Cennet, Cehennem kime göre cehennem
Cennetlik Kime göre cennetlik,Cehennemlik kime göre cehennemlik, iyi kime göre iyi, kötü  kime göre kötü ,kötü nedir? iyi nedir?
mesala biz aslan kaplan olarak dogsaydik, yaşamak için öldürecekdik, ve biz öldürünce, kimse bize katil aslan sifati yüklmeyecekdi,  ve yaşamak için öldürmesi şart diyecekdi. o zaman bize göre öldürmek helal olacakdi, yeteri kadar öldürüp beslenmek helal olackadi. o zaman öldürmek sana göre haram olabilir, amma aslana kaplana helal kardeşim, öyleyse kime göre iyi kime göre kötü, aslan kime göre iyi, aslan geyige göre kötü, zalim bir hayvan, cünkü yakalaninca onu öldürcek, oysaki yukardan bakan insan biliyorki, onun yaşamak için avlanmasi lazim degilmi. o zaman iyi kim, kötü kim?  cehennemlik amel ne? kötü amel ne? kim cehennemlik? kim cennetlik? cennet neresi? cehennem neresi?

Türkün Akli Neden Ya Kaçarken, Ya da

Sicarken akli başina gelen Türk, neden sicarken akli başina gelir, ceddimiz, siçarken bile abdest alipda siçan Abdülhamit varken, barsaklarda son düüzeler vardir, son kalinti iyileri kontrol eden, yani  Türk demek işde onlardan biri, son kalan iyiilerden veya o iyileri kontrol edenlerden,  yani Türkün akli ya kacarken yada sicarken gelir kurali. Yani onlarin babasi "Ra" dan kalma firavunun babasi kim ögrenmiş olduk. kim peki? kim olcak lan Abdülhamithan tabiki, firavun iki bin veya  ücbin  sene önce yaşadi, hadi lan dangil diyeceksiniz, firavunun babasi abdülhamit. oysa Abdülhamit daha dün yaşadi o. Yani akli sicarken başina gelen, denizlerin başina göcecegini görünce, ben inandim diyen Firavun, yani akli sicarken gelen dan gil, Hz Musa ise kacarken akli başina gelen, nereye kaciyon önünde deniz var, nereye kacdiginida bilmiyor garibim,

Haydi insan tesadüfen olduysa, ve evrim ile gelişdiyse, onun barsaklarina, bu son kontrol memurlarini koyan kim? yani Türkiye Cumhuriyeti niye 2000 sene önce kurulmadida, ahir zamanda,  sondan bir önce, kiyametten az önce kuruldu, daha 1920 lerde kuruldu. yani işde son iyileri kontrol edecek, onlari kurtaracak olan grup demek, Türk demek yani ,son iyilerin kurtaricisi olan grup, barsak düüzeleri gibi, kiyametten önceki, bok yoluna gitmeden önceki son durak, TC son iyilierin toplandigi yer.

haydi insan evrim ile oldu ve tesedüf eseri bir varlik diyelim, peki insanin ihtiyaci olan C vitaminini winter kiş vakti almasi için, o portakal, mandalina, limon denen agaci yaratip, onun meyvalarinida, Wintere  kişa yakin hazirlayan Allah da mi tesadüf, bunlardami tesadüf eseri varoldu, ve hemde kiş vakti yememiz için, hasta olmamamiz için ayarlandi, haydi turunc denen meyvayi bozdularda , mandalin oldu der isek bile, onun babasi turun ca bu özelligi ve vakti kim verdi?  neden c vitamini  koydu onun icine ve neden winter hic düşünmek yokmu
----
iMAN GÜCÜ NEDiR ?
Gecen haftalarda anlattik , "sözün gücü" var diye ve japon bilim adaminin su deneyinden bahsettik, ve bunun ispati oldugunu, ve bu yüzden zikirin büyük  bir gücü oldugundan bahsettik.
Bu hafta ise yine başka bir gücden bahsedecegiz  o ise "iman gücü" yani şeksiz şüphesiz inanmanin gücü, hani matrixde kaşigi bükmek için ona yolu gösteren çinli çocuk ne diyor "bükülen kaşik degil, sensin" diye ögretiyor ya, yani o (Neo da) o na inaninca kaşigi büküyor, yoksa daha önce kaşigin, inanmak ile büküldügünün farkinda degil. halbuki ona inandi ve yine  var sage kadin yani falci veya kader okuyucu kadin  Neo ya diyorki  dah vazo kirilmadan "üzülme vazo kirildi diye, cocuklar tamir eder." diyor ve Neo vazoya carpip kiriyor, ve sonra diyorki : "sana bunu demeseydimde kiracakmiydin." diyor yine bir üst boyut daha bu, ne peki kader nedir, kader elimizdemi acaba, yoksa birileri bizim kaderimizlemi oynuyor, yani dedikya aslan avlanmak zorundaki yaşasin, amma geyikde avlanmamak için ugraşacak, "Tavşana kaç, Tazıya tut" diyen kim o zaman,


işde yine iman gücünün tibdaki ismine "plasebeo etkisi" demiş bilim adamlari, ve insan hasta iken, eger  ona bir sandoz yada pudra şekerini hap diye verseler, ve "bu senin hastalagi iyi ediyor" deseler, amma  ona demesinlerki "bu pudra şekeri diye, ve o hasta "Bu hap iyi gelecek" diye düşündükce, o pudra şekeri hap, hastalikla alakasi bile olmayan, bu ilac, onu tedavi eder.Buna beyinin kendisini iyi olacagiona inandiripda  vücudun iyi olmasina "Plesebo Etkisi" Demiş bilim admlari işde. Halbuki o ilac bile degil, onun kendi inanci safca, körü körüne inanmasi, o yüzden dindede şirk haramdir. yani inandin ise, icine şek şüphe sokmayacan, nitekin şüphe abdesti bile bozar.

Hanefi’de ve Maliki'de abdesti bozan şüphe nedir?

Hanefi’de, abdest aldığını bilip, sonra bozulduğunda şüphe ederse, abdesti var kabul edilir. Abdesti bozulduğunu bilip, sonra abdest aldığında şüphe ederse, abdest alması gerekir.

Maliki’de, abdest alıp almadığını hatırlamazsa, abdesti yok kabul edilir. Daha sonra abdesti olduğunu hatırlarsa yine abdesti var demektir. Yani abdestli olduğunu unutmak abdesti bozmuş olmaz. Yine Maliki’de abdestini bozup bozmadığını kesin olarak bilemiyorsa, şüphe içinde ise yeniden abdest alması gerekir.

Abdestli olduğunu unutmak
Abdestli olduğumuzu hep hatırda tutmak mı gerekir? Bir işle meşgul olunca abdestli olduğumuzu da unutuyoruz. Unutunca abdestimiz bozulmuş mu olur?

Hayır, unutmakla abdest bozulmuş olmaz. Zaten hep hatırda tutmak imkânsızdır.

Bir kimse, abdest aldığını bilip, sonra bozulduğunda şüphe ederse, abdesti var kabul edilir. Abdestini bozduktan sonra abdest aldığını hatırlamasa, abdest alması gerekir.

öyleki bir kimsede abdestini bozsa fakat bozmadim diye bilse, bozmamiş gibi namaz kilsa ve vakit ciksa sonra hatirlasaki abdesti bozmuşdum diye, ilk görüş ele alinir ve absdetli oldgu kanaati kabul edilir, ve namaz iade edilmez ve hatta bir kimse onun bozdugunu görse amma o kendisi bozdugunu hatirlamasa ve namaz kilsa onun namazi sahihdir, yani sadece şeksiz iman meselesi kardeşim şek ve şüphe ettin acabaaaa dedin bozuldu, yok biliyorum dedin bozulmadi, nitekim namazdada vesevese gelince, ikimi kildim ücmü diye, ne dedi muhammed ne hatirliyorsaniz onu kabul edip tamam edin, ve sonra iki secde daha yapiverin yani sehiv secdesi yapin dedi.

Bir kimse abdest aldığını biliyor. Aradan saatler geçiyor. Sonra diyor ki ben abdestimi unuttum. Hanefi ve Maliki’de bu kimsenin abdesti var mıdır?

Abdestli olduğunu unutmak her iki mezhepte de abdesti bozmaz. Yani o kimse abdest aldığını hatırlıyorsa ve abdestini bozmadığını biliyorsa, abdestli olduğunu unutmuş olması Hanefi’de de, Maliki’de de abdestine zarar vermez.

Yine namazda
Abdurrahman İbnu Avf (radıyallahu anh) anlatıyor:

“Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: “Biriniz namazıda yanılır da bir mi iki mi kıldığını bilemezse, namazını bir üzerine bina etsin; iki mi üç mü kıldığını bilmezse iki üzerine bina etsin; üç mü dört mü kıldığını bilmezse üç üzerine bina etsin, sonra da selam vermezden önce iki (ziyâde) secde yapsın..”

(Tirmizî, Salât 291, (398 ).)

Abdullah İbnu Mâlik İbnu Büheyne (radıyallahu anh) anlatıyor:

“Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) öğle namazının ilk iki rekatini tamamlamıştı (oturması gerektiği halde oturmadan) kalktı.Namazı bitirince iki (ziyade) secde daha yaptı, ondan sonra selam verdi.”

(Buharî, Sehv 1, 5 ; Ezân 145,147, Eymân 15 ; Müslim, Mesacid 85, (570) ; Muvatta, Salât 65, ( 1, 96) ; Ebu Dâvud, Salât 200, (1034,1035); Tirmizî, Salât 288, (391); Nesâî, Sehv 21, (3,19, 20), 28, (3, 34), İftitâh 196, (2, 244) ; İbnu Mâce, İkâmet 131, ( 1206).


Ebu Hureyre (radıyallahu anh) anlatıyor:

“Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) namazın ikinci rekatında selam verip bitirdi. Zülyedeyn (radıyallahu anh) kendisine: “Ey Allah’ın Resûlü, namaz kısaldı mı yoksa unuttunuz mu? ” diye sordu. Aleyhissalâtu vesselâm: “Zülyedeyn doğru mu söylüyor? ” diye sordu. Herkes: “Evet!” diye cevap verdi. Resul-i Ekrem (aleyhissalatu vesselâm) de iki  rek ‘at daha kıldı, sonra selam verdi, sonra tekbir getirip iki secde daha yaptı. Bu iki secde diğer secdelerinin uzunluğunda idi veya biraz daha uzundu. Sonra namazdan kalktı. ”

(Buharî, Sehv, 3,4,5, Mesâcid 88, Cemâ’at 69, Edeb 45, Haberu’l-Vâhid 1; Müslim, Mesâcid 97, (573); Muvatta, Salât 58, (1, 93); Ebu Dâvud,Salât 195, (1008, 1009, 1010, 1011, 1012); Tirmizî, Salât 289, (394), 292, (399); Nesâî, Sehv 22-23, . (3, 20, 26).

Muğîre İbnu Şu ‘be (radıyallahu anh) anlatıyor:

“Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdularki: “İmam, (yanılarak ikinci rek’atte oturacağı yerde müteakip) rek’ate kalkmaya teşebbüs eder ve tam doğrulmadan hatırlarsa, hemen otursun. Tam kalkıp doğrulmuşsa artık (geri dönüp) oturmasın, namazın sonunda sehiv secdesi yapsın:”

(Ebu Dâvud, Salât 2Ol, (1036);Tirmizî, Salât 269, (365).


İmam Mâlik (rahimehullah)’a ulaştığına göre, Resulullalh (aleyhissalâtu vesselâm):

“Ben de unuturum veya sünnet koymak için unutturulurum” buyurmuştur. ”

(Muvatta, Sehv 2, (1, 100).

Yani öyle olunca işde inanmak şeksiz şüphesiz inanmak hastaligi bile iyi ediyor, yine kanser hastalarini cogunun uzun yaşamalarinin  tek sebebi iyi düşünmeleri, ne zman bunu kaybettiler umutlarini kaybettiler, hastayin ustayin dediler, yikilip ölüyorlar. bu ahir zaman hastaliginin tek careside o zaten, iman. yani kanser imansizlik hastaligi onun caresi ise iman ve inanmak "inancin gücü" iyiye güzele inanmak sadece belkide degilmi!
Bundan yillar önce kanserin caresini yazacagimiza söz vermişdik, artik bu o vaazimiza bir atif olsun, ve cevap olsun, yani iman ve iman gücü, şeksiz şüphesiz inanmak eger azicik şüphe ettin yenildin demekdir, öyle imanki şeksiz şüphesiz iman onu yok edebilir belkide yani.

ve yine o matrixde Neonu kaşigi bükmesi bir nevi vahdet meselesi, yani "Herşey ben, Ben ise Her şeyin." kurali yani vahdeti vücut kuralina inanmak. yani yine kaşik kaba kuvvetle degil, beyin gücü ile büklüyor. nereden ögrendilerde bunu filme koydular. cünkü yillardir müslümanlar bunu bilir Hz. Davud aleyhisselam demiri elinde hamur edip işlerdi derlerde,  demiri nasil işledigini düşünmezler. ne ile? işde Neo nun kaşigi bükdügü beyin gücü ile demiri hamur ediyordu  Hz Davud, yani iman gücü kardeşiiiiiiiiiiim.

Derler ki : eger aslan veya kaplan bir cukura düşerse, ve eger ölecegine görürse, korkudan boyunu ve gücünü aşip, cok fazla ziplayarak cukurdan ve tuzakdan kurtulabilir, amma eger buna inanmazsa kurtulamaz.
Başimizdan gecen bir Nükte :
Biz Avusturyada iki seneligiz, evlendik ve hanimida getirdik Avusturyaya, ve  bir tane ev kiraya tuttum, borcluyun, evim eşyam tam degil,kiş vakti  sobam yok, eniştem bir tane gaz yagli soba verdi, o da etrafini isitmiyor,  azicik gazinin ayarini acarsan, gazi yiyip yutuyor gaz parasinin hakkindan gelemeyecegiz o vakitler.O zamanlar  burada insanlar kullanmadiklari eşyalari, cöp zamani gelince,  cöpe atilmasi için, evinin önüne cikariyor, oradan ya lazim olanlar alip gidiyor, ya da cöpcüler gelip alip cöpe götürüyor.  Ve benim oturduğum köyün yaklaşik 5 ile 7 km kdar uzagindaki bir köye gitdim, belediye oradaydi, ve bakdim evin birisi kpisinin önüne odun sobasi cikarmiş, burada odun sobalarinin iyisi dökme demirden ve ve öyle hafifden bişey degil cok agir, iki insan anca kaldirabilir, hatta üc kişi taşir dersekde olur, kadin olursa 3 kadin anca taşiyabilir belki. cok agirlar, kac kilo bilmiyon amma agirlar, bende zayif kaslari bile gelişmemiş toy genc ciliz bir delikanliyin. yani ve öyle olunca o sobaya vardim, alip gelcen, amma bir yokladim cok agir, orada dişards tarlada ugraşan bir kac kişi vardi, yardım edin de arabaya koyan falan dedim, anlatamadim, dilde o kadar yok, birde onlar duymazlikdan geldiler. bakdim olur yakasi yok, kendimi inandirdm "ben bunu kaldiririm" dedim. hani o canakkaledeki agir mermiyi kaldiran asker gibi " ya Alah Bismillah" dedim, bir tuttum sobayi aldigim gibi arabanin  arkasina attim. yani inanc kardeşim, iman ile olmayacak iş yok velhasil kelam. Eve geldim, bu sefer soba indirilcek,  o inanc kayboldu tutuyon inmiyor, hanimla zor indirdik bu sefer, yani işde kulle gibi agir bir sobaydi, aldim attim iman gücü ile inanc gücü ile.

Yine matrixden gidiyoruz bu hafta ve morpheus Neoyu sanal aleme sokuyor, ve orada ona yüksek atlamasini ögretiyor, ve Morpheus atliyor, ve Neo da deniyor ve fakat burada sadece inanmak artik yetmiyor, bir üst boyut, burada ise beyin gücündende ötesi var, ne o peki, dedik ya, aslan kaplan ölüm korkusundan cukurdan atlayip cikiyor dedik, ve öyle olunca işde burada pire cibilliyati devreye giriyor. Aslan ve ve kedi cinslerinin sirtinda gezen pire vardir , bir üst makami onun üstünde gezer onun üstüne binmiş yani , eger o aslan  da piresine binerse, pirenin fikrine girebilirse, boyunun elli yüz kati bile ziplar. insanda öyle aynidir. yani hani biz yapabilrimiyiz, hani o seviyeye gelmedik  ve bir tatbikat olmadi henüz amma, matrixi gördük olayi anladik bir üst makam ve pireyide duyduk ögrendik ve pire nasil oluyorda boyunun binler kati yüksege  ziplayabiliyor demek lazim degilmi? ne ile zipliyor ,onu ziplatan bacaklarinin cok güclü olmasimi sizce, halbuki bacaklari cöpten bile ince bir bacak, gücü ne olak,i hayir bacak kas gücü degil onu ziplatan ,......... iman gücü yani inanmanin gücü kardeşim, beyinini pire gibi caliştir sende ziplarsin o kadar.

--------------

Ve yine funk uhr diye bir saat sistemi var, Frankfurt am Main de bir saat var, o saat bir frekans yolluyor, yani ona biat edenlere, ona baglananlara funk (Telsiz sitemi ile) bir sinyal yolluyor, zaten ismide "funkgesteuerten Uhren" deniyor, o ona biat eden saatlere, ve o saatler ona bagli oldugu için, o saat kac derse onlarda aynini gösteriyor,

işde bir şeyhe baglanmak da bu yüzden önemli, amma gercek Allah dostu yani mansi ise  Allahin Evliyasi olmuş bir şeyhe baglanmakda böyledir. ve yukardaki ayette buyruldugu üzre "onlarin elinin üstünde, O nun eli vardir." diyor rabbimiz. Yani hani Franfurttaki ana saat, diger ona tabi olan saatleri kumanda ediyor ya, o iki dakika gec olcak dedimi, iki dakika gec, bir dakika önce derse, bir dakikia önce, yani işde şeyhin müridide o yüzden iradesini ölü yikayicinin elindeki ölü gibi, şeyhe birakmiş olur. Bunu bazi akilcilar yadirgiyor niye diye! Halbuki işde eger o franfurttaki ana saate biat eden saat, eger franfurt main deki saatin emrine itaat etmez, o ne söylerse göstermez ise, bozuldu demekdir degilmi? yani öyle olunca işde Bizler her ne kadarcüzi bir iradeye sahip olsakda, bizler ancak Allahin emrettigini müsade buyurdugunu  ve onun irade ettigini yapabiliriz.yani biat eden baglanan saatler maindeki saate uyarda hareket eder bizlerde Allaha baglanirda hareket ederiz gibi birşey, kader bahside budur. yani kader Allahin takdirindedir, yani biat edenler frankfurt maindeki gibi göstermekle sorumlu, yoksa başini bir kayaya vuran gezegenler, astroidler gibi olurlar, eger bir gezegen güneşine uyduysa, güneş onu cekimi ile rayinda yüzdürür. Ne zaman onun cekiminden kopdu, başini bir kayaya carptigi vakittir, yahut parcalanmasi an meselesidir. yani öyle olunca, Allah adamalariniin elinin üstünde de Allahin eli vardir kuralida budur. ve öyle olunca bu illuminatlarda işdebunu cözdüler ve  beyin ile yönetmk işine girdiler, ve herkesin beynini gönderdikleri frekans ve sinyallerle oynuyorlar. nasil o franfurt maindeki saatin öyle 5000 voltluk elektrik hatti döşemsine gerek kalmadan bir funk telsiz sinylai yollamasi yetiyor ise, yani sadece bir funk yani bir sinyal yolluyorda ona biat edenler, kendi istegi ile ona uyarsa o saat kac derse onlarda saat o diye gösterirler ve yöle olunca kainat Allahjin surrtinde ve insan prototip biat eden saatler gibiyiz biz yüce yardan o esas vücut ne söyler ne murad ederse bizler ancak onu yapabilir gösterebiliriz ve onmun peygamberleri evliylari dostlari yani evliya dost dmekdir yani allah dostlari vardir, onlarda işde telefonun cekmesi için her şehire sinyali albilcek antenler kurulmasi gibi onlarda allahin muradini bize ögreten gösteren uygulamlai tatbik ile gösteren ara antenler gibidirler. işde beyinleride böyle cüzi miktardaki bir sinyal freknasi ile bu illuminatlar artik dünyayi yönetir oldular, amma insanlari orada katil yapiyorlar, burada hirsiz, şurada zinakar bunlar  ile, Allah ile savaşmaya calişiyorlar. Halbuki başlarini bir kayaya vurmalari an meselesi. ve dünyada yeni bir dünya savaşi cikarmak gayeleri, ve öyle olunca buna yer hazirliyorlar, ve bu onlarinda bir üst akilca yönetildigini gösteriyor, cünkü savaş kargaşa ve insanlarin ölmesi ve kiyamet ve insanligin sonunun gelmesi insanlara zarar verir, oysaki dünyali olmayanlar bu insanligin yok olmasindan nemalanir, insanlaik yok olursa ve dünyaya konarlar ve yaşanbilen bir gezegene sahip o lurlar. ey insanlik akillan artik, başini belaya sokma, yani bilki bu Deccalin frekans silahini, kiramadigmiz müddetce, müminlerde insalikda tehlikede ve  yenik düşecekdir. 

ve kuran ve zikir bunun tek caresi ve biz Raşidi tarikati kurduk ve, insanlara zikir evradimizi ögretiyoruz, ve öyleki, işde bize biat etmeniz, yine frankfurt maindeki saate baglanmak gibidir, biz size ögrettik, ve biz zikir cekmeye başlayinca biat edenlerde gönlü ile bize baglanan baglanti kuranalarda bizim zikirimizden nasiplenip birden ne aman bu zikir treni yürüdü haberdar olup, onunda zikire başlamasi gerektigini hissedecekler dedik. deneyin göreceksiniz bunu, yani biat kültürü bu ilmin başidir zaten önden cekişli bir arabada arka tekerde motor bagli degildir, ön tekerlekler motara baglidir, ve motor ön tekeri döndürünce, arka tekerlekde ona tabi olarak otamatikmen dönmek durumunda kalir, yani o ön teker yürüyünce, arka tekerde yürümüş olur. sizler ey mehdi askerleri baginizi koparmayin, siz baglanin, sürünün sahibi cekecekdir inşallah bu treni. menzil neresi deyince menzilimiz hedefimiz rabbimiz, neresi olcak, hakdan geldik hakka dogru yolumuz.
Hakka Hakikata iyiye ve güzellige dogru inşallah.


--oOo---


أَللَّهُمَّ أَرِنَا الْحَقَّ حَقاً وَ ارْزُقْنَا اتِّبَاعَهْ وَ أَرِنَا الْبَاطِلَ بَاطِلاً وَ ارْزُقْنَا اجْتِنَابَهْ


''Allahım! Bizlere, hakkı Hak gösterip ona tabi olmayı, bâtılı da Bâtıl gösterip ondan yüz çevirmeyi nasib eyle..! ''

وَآخِرُ دَعْوَاهُمْ أَنِ الْحَمْدُ لِلّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ

Ve âhıru da'vâhum enil hamdulillâhi rabbil âlemîne,
Amiyn.
Elfatiha maassalavat.

سُبْحاَنَكَ اللَّهُمَّ وَبِحَمْدِكَ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلهَ إِلاَّ أَنْتَ، أَسْتَغْفِرُكَ وَأَتُوبُ إِلَيْكَ

Sübhâneke Allahümme ve bihamdik, eşhedü en lâ ilâhe illâ ent, estağfirullahe ve

etûbu ileyk.

--OoO--

Kar©glan

Başağaçlı Raşit Tunca

Schrems, 20 Aralık 2016 Salı

Original Kar © glan





Signing of RasitTunca

Kar©glan Başağaçlı Raşit Tunca
Smileys-2
Reply


Forum Jump:


Users browsing this thread: 1 Guest(s)